Aldanmakta Fayda Yok…!

Ey nefis! Başta Habîbullah, bütün ahbabın kabrin öbür tarafındadırlar. Burada kalan bir iki tane ise, onlar da gidiyorlar. Ölümden ürküp, kabirden korkup, başını çevirme; merdâne kabre bak, dinle ne talep eder. Erkekçesine ölümün yüzüne gül; bak, ne ister.

Sözler

Nisyan – Isyan

 

Nisyandan aldın beni, isyanda bırakma Rabbim!

Nisyandan aldın beni, isyanda bırakma Rabbim!
Bağışla beni Rabbim, tevekkülden başkası gelmiyor elimden. Başkası yok elimde.
Şimdi elimden gelenlerin hepsi senin “El”inde.
Bağışla beni, göremedim.
Göremedim, nice ananın karnında nice karanlıklar içindeyken gün yüzüne çıkardığını bebelerin yüzünü.
Unuttum, çocuk tebessümlerini nice belirsizliklerden alıp güneşe erdirdiğini,
Bilemedim, yüreğimizi yokluğun dehlizlerinden aşırıp aşkın vadisine eriştirdiğini.
Göremedim, her sabah yerin sükûnetini odamda ekmek gibi sımsıcak hazır ettiğini.
Her akşam yastıkta unuttuğum bedenimi sabah yeniden yanıma verdiğini göremedim.
Beni her sabah ihya ettiğini, bedenimi her an zaaflardan çıkardığını, varlığını her an yokluktan geri getirdiğini göremedim.
Göremedim Rabbim her günü ödünç verdiğini.
Göremedim, bağışla beni…
Fakat, şimdi gördüklerim gösterdi bana hepsini
Geç kaldım görmekte.
Tebessümü beton yığınları arasında sönen bebeler gördümse de, biliyorum Senin El’nde şimdi hepsi ve sonsuz tebessümler verdin herbirine.
Sevinci soğuk topraklarda boğulmuş çocuklar gördümse de, biliyorum Senin Rahmetinin kucağında hepsi ve bitmez sevinçler bağışladın herbirine.
Ümitleri bir apansız sarsıntıyla yıkılan insanları gördümse de, biliyorum Senin Şefkatinin ikliminde âsûde ve mutlu her biri…
Bağışla beni Rabbim, unuttum, nisyanda kaldım.
Hatırlamadım verdiğini ve var kıldığını.
Elimden alınca verdiğini ve yokluğa yuvarladığında varlığımı
Hatırladım ve ama geç hatırladım.
Gördüm, ama güç gördüm, acıyla gördüm.
Varlıkta kör oldum, yoklukta gördüm.
Bollukta unuttum, darlıkta hatırladım.
Affet beni Rabbim, bari, yoklukta Sana vardım.
Hiç olmazsa, hiçlikte seni andım.
Şimdi, bir tevekkül var elimde.
Başka herşey düştü, herşey yokluğa döküldü.
Hatırladım, elimdekiler de, ellerim de Senin Elinde.
Şimdi, dua sığıyor sadece avuçlarıma.
Sadece yakarış yakışıyor yakama.
Gözlerim müjdeni gözlüyor uzaktan.
Gönlüm hiç bitmez tesellini özlüyor.
Sen ki, unutmaktan alıkoydun, nisyandan kurtardın beni Rabbim
Şimdi isyandan koru beni Rabbim.
İsyandan koru beni, isyandan koru beni, isyandan koru beni…
Ve lûtfet ki, avuçlarında teselliden ötesi yok.
Affet ki, elimde duâdan başkası yok.

Senai Demirci

Bağ..

İnsanlar arasında 
çıkar bağı değil de gönül bağı varsa, her biri
muhatabını korumayı gözeterek davranacaktır.
Bu yüzden 
taraflar arası ilişkilerin dengeli ve eşit olmasını istemeyecek 
ve bilakis dengeyi
ve eşitliği
karşısındaki lehine bozmaya çalışacaktır.
Karşısındaki mi dedim? Dil sürçmesi. 
Gönül bağı ile bağlı insanlar bağlandıklarını 
karşılarında görmezler. 
Hatta onu kendilerinden ayıramazlar bile. 
Gönül bağı ortadan kalkabilir bir bağ değildir. 
Çünkü gönülden bağlı olanlar nasıl, ne sebeple ve hangi şartlar altında bağlı olduklarını bilmezler. Bağlılıklarını 
bir usule bağlamış olsalardı,
her usulsüzlük bu bağı çözerdi.
Bağlarının bir sebebi olsaydı,
o sebeple birlikte bağ da kaybolurdu. 
Belli şartlarda gönül bağı tesis edilebilseydi,
o şartlara hakimiyetle gönüllere hakimiyet mümkün olurdu. 
Halbuki gönül bağı çözülmez çünkü gönlün nereden bağlı olduğu bulunamaz.

(s. 26)

İsmet Özel, Neyi Kaybettiğini Hatırla, Şûle Yayınları